Furkan Tunahan
20 Ocak 2025 Pazartesi
Teoman “Yağmur” adlı şarkısını 37 yıl sonra tekrar seslendirdi
Müzik dünyasının sevilen ismi Teoman, 1998 yılında yayımladığı “O” albümündeki unutulmaz şarkısı “Yağmur”u yeniden yorumlayarak müzikseverlerle buluşturuyor.
“Yağmur 2025” adıyla yayınlanan yeni versiyon, hem eski hayranları için nostaljik bir yolculuk, hem de yeni nesil dinleyiciler için keşfedilmeyi bekleyen bir mücevher niteliğinde. Teoman’ın eşsiz yorumuyla yeniden hayat bulan şarkı, müziğin zamansız gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
“Yağmur 2025”, Bayhan Müzik & Procekts Yapım etiketiyle tüm dijital platformlarda dinleyicilerin beğenisine sunuldu.
Teoman bu şarkısının Şarkının yeni düzenlemesini yaparken, hem orijinalin ruhunu koruyor hem de günümüzün müzikal dokunuşlarıyla harmanlanarak dinleyicilere farklı bir deneyim sunuyor.
Teoman’ın sözleri ve müziğiyle bir kez daha kalplere dokunan “Yağmur 2025”, dinleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Şarkının çıkışı ile birlikte sosyal medyada büyük bir etkileşim yaratılması bekleniyor. Müzikseverler, “Yağmur 2025″i en çok dinlenen şarkılar arasına sokacak gibi görünüyor.
“SEN” filmi açılışı hızlı yaptı
Geçtiğimiz dönemlerde oynadığı birçok dizi ve uluslararası filmlerdeki performansı ile oyunculuk kariyerinde hızlı bir çıkış yakalayan Doğan Barış Yaşar hem oyuncu hem de yapımcı olarak bir ilke daha imza attı.
Başarılı oyuncu senaryosu Bora Durna’ya ait görüntü yönetmenliğini Ahmet Karakaş’ın yaptığı ve yönetmenliğini de Abdullah Karaman’ın ve Paragon yapım imtiyaz sahibi Ozan Ali Korkut’un üstlendiği psikolojik gerilim tarzı “SEN” filmi katıldığı ilk festival seçkisinden ödülle döndü.
Doğan Barış Yaşar yapımcılığını yaptığı ve başrolünü birlikte paylaştığı Bora Durna ile katıldığı ilk festival olan Silver Wings Uluslararası Film Festivali’nden “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Deneysel Film” dallarında ödüle layık görüldü.
“SEN” filmi önümüzdeki günlerde ülkemizde de hem sinemalarda hem dijital platformlarda seyircisi ile buluşmaya hazırlanıyor.
“SEN” filmi künyesi
Yapımcı- Doğan Barış Yaşar
Yapım- Paragon Yapım (sahibi Ozan Ali Korkut)
Yönetmen- Abdullah Karaman
Senaryo-Bora Durna
Görüntü yönetmeni-Ahmet Karakaş
Oyuncular – Doğan Barış Yaşar (CAN) karakteri / Bora Durna (SEFA) karakteri
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Başkan Ebubekir Kaynar ile buluştu
Frankfurt’ta gerçekleşen Bembel&Gebabbel televizyon programında Almanya Esnaf Odaları Başkanı Ebubekir Kaynar ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz bir araya geldi. İki lider, Almanya ve Türkiye arasında dostluk köprülerini güçlendirme ve Döner Krizi’ne çözüm bulma konusunda önemli mesajlar verdi.
Başkan Kaynar, “Türkiye ve Almanya arasındaki dostluk köklü bir geçmişe dayanıyor. Döner, bu dostluğun sembolüdür ve bu krizi çözüp ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz. Almanya Türk kökenli vatandaşlarımız için ikinci bir vatan, buradaki toplum Başbakan Scholz’u destekliyor,” dedi.
Başbakan Scholz ise Başkan Kaynar’ın açıklamalarından memnuniyet duyduğunu belirterek, desteklerinden ötürü teşekkür etti.
Döner Almanya’nın Ekonomisinde Önemli Bir Güç
Almanya’daki döner sektörü, yıllık 15 milyar avro ciro ve 22 bin döner büfesiyle ülkenin önemli bir ekonomik alanını oluşturuyor. Her gün yaklaşık 650 ton döner eti tüketilen ülkede sektörün sorunları, Türk-Alman iş birliğiyle çözülmeye çalışılıyor.
Almanya’daki Türk Nüfusu
T.C. Dışişleri Bakanlığı’na göre Almanya’da 3 milyon, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na göre ise 3,5 milyon Türk kökenli göçmen yaşıyor. Bu topluluk, 23 Şubat’taki erken seçimde önemli bir rol oynayacak.
Türkiye ve Almanya Arasındaki Dostluğun Sembolü: Döner Krizi Masaya Yatırıldı
Almanya Esnaf Odaları Başkanı Ebubekir Kaynar ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Frankfurt’ta Bembel&Gebabbel televizyon programında bir araya geldi. İki lider, Türk-Alman dostluğunu güçlendirme ve döner sektöründeki sorunları çözme hedefiyle önemli açıklamalarda bulundu.
Kaynar, “Döner, iki ülke arasındaki dostluğun sembolüdür. Türkiye ve Almanya arasındaki bağlar çok derin ve bu krizi çözerek ilişkilerimizi güçlendireceğiz,” ifadelerini kullandı. Scholz ise bu dostane yaklaşımı tebessümle karşıladı ve desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Döner Sektörünün Almanya’daki Gücü
Almanya’da günlük 650 ton döner eti tüketiliyor ve yıllık 15 milyar avro ciroya sahip olan bu sektör, 22 bin döner büfesiyle ekonomiye katkı sağlıyor. Döner, aynı zamanda Türk kültürünün Almanya’da en bilinen temsilcilerinden biri olarak görülüyor.
Seçim Öncesi Kritik Mesajlar
Almanya’nın 23 Şubat’taki erken seçimleri öncesinde, Türk kökenli yaklaşık 3,5 milyon kişinin seçimlerde önemli bir etkisi olacağı değerlendiriliyor. Bu buluşma, seçim öncesi Türk-Alman ilişkilerinin geleceği açısından kritik bir adım olarak nitelendiriliyor.
Petek Dinçöz ilk defa İzmir’de sahne aldı
Türk müziğinin sevilen ismi Petek Dinçöz, İzmir’in eşsiz mekanlarından Sunset Palazzo’da sahne alarak İzmirli hayranlarıyla ilk kez buluştu. Memleketinde sahneye çıkmanın heyecanını yaşayan ünlü sanatçı, bu özel gecede izleyenlere unutulmaz bir performans sundu.
İzmirli Hayranlarından Yoğun İlgi
Dinçöz’ün Sunset Palazzo’daki sahnesi, İzmirli hayranlarından büyük ilgi gördü. Rezervasyonlar günler öncesinden tükenirken, mekan tamamen doldu. Coşkulu bir kalabalık karşısında sahneye çıkan sanatçı, izleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı.
Muhteşem Performans ve Enerji
Petek Dinçöz, sahnede hem enerjisiyle hem de güçlü sesiyle izleyenleri büyüledi. Sevilen şarkılarının yanı sıra özel repertuvarıyla dinleyicilere müzik ziyafeti sundu. İzleyiciler, sanatçının performansını alkışlarla ve tezahüratlarla destekleyerek gece boyunca eşlik etti.
Dinçöz, sahne sonrası yaptığı açıklamada, “İzmir benim için çok özel bir şehir. Kendi memleketimde sahne almak büyük bir heyecan ve mutluluk. Bu güzel ilgiyi asla unutmayacağım,” diyerek duygularını dile getirdi.
Petek Dinçöz’ün İzmir’deki bu özel gecesi, hayranları ve müzikseverler tarafından uzun süre konuşulacak bir etkinlik olarak hafızalarda yerini aldı.
Demet Yazıcıoğlu Soğancı: Doğadan ilham aldık, altın gibi parlayan ciltler yarattık!
Markanın kurucusu Demet Yazıcıoğlu Soğancı, uzun yıllar ilaç AR-GE deneyiminden yola çıkarak kozmetik sektöründe bitkisel içerikli ve yüksek etkili ürünler geliştirdiklerini belirtiyor. Jorben markasının çıkış hikâyesini ve hedeflerini Yazıcıoğlu Soğancı’dan dinledik.
Yazıcıoğlu Soğancı, “Neden kozmetik alanında da başarılı formüllerle kullanıcıların hayatına dokunmayalım?” düşüncesiyle yola çıktıklarını söyledi. Yağlı ve akneli ciltlere yönelik ürünlerin uzun vadede kullanıcıları mutlu etmediğini gözlemlediklerini belirten Yazıcıoğlu Soğancı, bu nedenle normal ve kuru cilt tiplerine odaklandıklarını ifade etti. “Yaptığımız detaylı araştırmalar ve uzun süren çalışmalar sonucunda, bitkisel içerikli yağlar kullanarak hedeflenen etkiyi gösteren Jorben ürünlerini geliştirdik” diye konuştu.
Jorben ürünlerinin diğer cilt bakım ürünlerinden farkını açıklayan Yazıcıoğlu Soğancı, formülasyonlarında doğal içeriklerin yer aldığını ve kullanıcı deneyimine büyük önem verdiklerini söyledi. Alkol içermeyen, vegan ve dermatolojik testlerden başarıyla geçen ürünlerin kullanıcıların beklentilerini fazlasıyla karşılayacağını belirtti. “Amacımız, uygulama sırasında ve sonrasında ciltte hoş bir his bırakmak” dedi.
Cilt bakımında doğal trendlere dikkat çeken Yazıcıoğlu Soğancı, hem ülkemizde hem de dünyada doğaya yönelimin arttığını söyledi. Ancak doğal içerikli ürünlerin bilinçsiz tüketimine dikkat çekerek kullanıcıların ürün seçiminde GMP sertifikalı, güvenilir markalara yönelmesi gerektiğini vurguladı.
“Jorben’in Gizli Kahramanı: Ölmez Otu”
Jorben’in en dikkat çekici özelliği ise formülasyonlarında kullanılan “ölmez otu. ”Yazıcıoğlu Soğancı, bu bitkinin cilde kolajen üretimini artırma, kırışıklıkları azaltma ve yaşlanma belirtilerini önleme konusundaki etkilerini detaylı bir şekilde anlattı. “Ölmez otu, yıllara meydan okuyan bir çiçek. Cildi altın gibi parlatma özelliğiyle formüllerimizde öne çıkıyor” dedi.
“Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Çalışıyoruz”
Markanın geleceği hakkında da konuşan Yazıcıoğlu Soğancı, Jorben’i uzun yıllar adından söz ettirecek, kendini sürekli yenileyen bir marka olarak konumlandırdıklarını belirtti. Çevre dostu ambalaj ve içerik politikalarını ön planda tuttuklarını ifade eden Yazıcıoğlu, ilerleyen dönemlerde Jorben kutularının geri dönüşüm projeleriyle daha çevreci bir vizyona sahip olacağını ekledi.
Cilt bakımında kalite ve doğallığı bir araya getiren Jorben, hem kullanıcı memnuniyetini hem de çevresel sürdürülebilirliği hedefleyen yaklaşımıyla sektörde fark yaratmaya hazırlanıyor.